Sintine fanı diye geçse de aslında motorun bulunduğu hacmi havalandıran fan arızalandı. Önce çok yüksek ses ile çalıştı ardından durdu. Rule marka fan 10cm çapında. Fanı söküp motoru çıkarınca tamir edilemetecek kadar arızalı olduğunu gördüm. Kömürler bitmiş, kömürü tutan tırnaklar komütatörü aşındırıp bir kaç parçayı da koparmış. Piyasada farklı marka ve modeller var, Rule, Seaflo, TMC,
Ana yelkeni açmak gittikçe zorlaşmaya başlamış idi. Gözle yapılan kontrolde bumba üzerindeki makaraların aşındığı hatta kırıldığı gözlendi. Bumbanın ana direğe yakın olan noktasında birden fazla makara için yer var. Buraya 2 adet takıldı. İlerde biri arızalanır ise diğeri ile devam ederiz. Bumbanın diğer ucundaki makara yenilendi. Bu makara bilyeli idi, rulmanlı olarak yenilendi. Bumba üzerindeki
Güneşli bir pazar gününde marinadayım. Ahşap tekneler toplanmış, bir faaliyet var. Çok güzel pırıl pırıl tekneler yanaşmışlar görücüye çıkmışlar. 1903 model olan çok ilginç orjinal buharlı makine imiş ama revize etmişler tabi. RMK’da bağlı imiş. Evet rafine zevkleri olan iş adamını (ki sanırım hepimiz tanıyoruz) tebrik etmek lazım.
1. Gün 30 Ağustos; Kalamış Poyraz Hazırlıkları takiben öğleden sonra 2 sularında avara olduk. Boğazda yarış nerde ise bitmiş ve yelkenliler geri dönüyorlardı. Boğaz ticari gemi trafiğine yarış sebebi ile kapalı idi. Hiç yelkenli olmadığı için yelken açmadan motor seyri ile Poyraz’a vardık. Limanda günü birlik kalan motorbotlar ve 2 büyük gulet alarga idi. İskele
2023 yılı başında ailemize katılan yelkenli teknemiz ile yapacağımız ilk yelken seyrimizi Marmara Denizinde gerçekleştirdik. Hafta arası arifenin de tatile katılması ile önümüzde tam 9 günlük bir tatil ortaya çıktı. 200 deniz miline yakın bir seyir yaptık. Gerekli ön hazırlıklar yapıldı ve Kalamış’tan seyre başladık. Mürettabat olarak 3 kişiyiz. Karı Koca ve oğlunuz. Ön hazırlıklar
Halikarnas Balıkçısı’nın Varlık yayınlarından Ocak 1954’de basılmış kısa hikayeler kitabı ismi “Yaşasın Deniz”. Ege denizi insanını anlatıyor, denizcileri, balıkçıları, kaptanları süngercileri, tüccarları hatta yörükleri. Oranın lehçesi ile konuşmalar aktarılmış. Çok hoş. Doğa tasvirleri ise muhteşem. O bakir koyların çoğunda şimdi senede 15 gün kalınan beton yazlıklar veya kazulet oteller var. Büyük usta Halikarnas Balıkçısı
Turgay Noyan tarafından derlenen DENİZDEN GELEN ADAM isimli kitap hakkında yorumlarımı daha önce yazmış idim. Bu serinin 2. kitabı, Naviga yayınlarından 2010 yılında çıkmış. Turgay Noyan dahil farklı denizcilerin yaşadığı tehlikeli anlar ve bunlardan nasıl kurtulduklarını derlemiş. Farklı olarak dalgıçların yaşadıkları enteresan anlar da var kitapta. Mesela Hayırsız Ada’nın son şövalyesi ve ıssız adamlar
Naviga Yayınlarından çıkan “yaşanmış deniz hikayeleri”, derleyen Turgay Noyan. Turgay Bey üşenmemiş denizde yaşanan kurtarma kaza olaylarını derlemiş. Yaşayanların ağzından anlatmış. Her hikayenin sonunda da olayı yaşayan amatör denizciler ile tekneler hakkında güncel bilgileri aktarmış. Adeta tarihi bir belge olmuş bu kitap. Okuduktan sonra denizin disiplin ve eğitim gerektirdiğini net görüyor insan. Tabi bir miktar
Tek başına yapılan ve tüm dünyayı içine alan bir yelken yolculuğunun güncesi ne kadar ilgi çekici olabilir?Düşünün okyanusta bir teknede tek başına giden kaptanın seyir defteri bu. Üstelik hiç bir limana uğramadan sürekli gidiyor. Peki teknede telsiz yoksa, hatta gps yoksa? Tek iletişim aleti kısa devre radyo ise, Kaptan yolculuk sırasında çektiği resimleri notları ve
Bugüne dek onlarca seyahat güncesi okudum. Bir kısmı hakkında düşüncelerimi bu blogda yazdım. Bu kitapların çoğu etkileyici idiler. Bir kısmı yalnız yolda olmakla ilgili idi. Bir anda aklıma gelenler, Özcan Yurdalan’ın gözünden Orta doğu, Kuzey Afrika, İran ve Hindistan gezileri. Kendine hayal + gezi dünyasına sizi götürmesi. Nadir Paksoy’un uzak diyarlara yolculuklarının günceleri. Ve bunlardan