James L. Barton 1800’lü yıllardan başlayarak Osmanlı topraklarındaki misyonerlik faaliyetlerini isim bölge tarih vererek özetlemiş. Çöküş dönemindeki Osmanlı topraklarında eğitim sistemi, sağlık alt yapısı çok zayıf. Teba’yı oluşturan etnik dini toplulukların liderleri Padişah ve saray ile anlaşma içinde… Ve halk sefalet içinde, vergiler altında ezilmekte. Yalnızca Tanrı ve kitap adına (!) çalışan Amerikalı evangelist misyonerler
Ee Murathanoğlu’nun kitabını okuyunca bunu atlamak çok ayıp olurdu. Baba İsmet (bu ismi ben taktım rahmetliye) çocukluğundan başlamış yazmış. Kendi içine sığmayan delişmen üslubu ile her sayfada hayatından bir bölüm var. Tabi ileri geri gidiyorsunuz ama çok neşeli bir yolculuk bu. Baba İsmet’de hayatını adeta spora ve basketbola adamış. Atletizm ile başlamış spora. Geç de
Murat Murathanoğlu’nu tanıyorsanız, basketbol ile alakanız var demektir. Murathanoğlu oturmuş hayatını yazmış son derece gerçekçi ve açık olarak. Kitabın adı nereden geliyor derseniz; basketbol yorumcularına tribünlerde en kötü yerler ayrılır ve onlarda buradan maçları anlatmaya çalışırlarmış. Tabi önlerindeki ufak monitörler en büyük yardımcıları olur imiş. Murathanoğlu hayatındaki iniş çıkışları da belki bu kötü koltuk ile
Liz hanımın Lale Pudding Shop kitabı hakkında daha önce yazmıştım. Kitap bir dönemin Sultanahmet’inden bir kesit sunuyordu. Hippilerin hayatlarından. Bu yazarın diğer kitaplarını da okumak istedim. Sipariş ettiklerim arasında Suat Derviş, “Bir dönemin efsane kadını” da vardı. Yazar, 1903 yılında yani Osmanlı’nı son yıllarında doğan Suat hanımın hayat hikayesini eserlerinden dostlarından ve kaynaklardan derlemiş. Suat
Uzunca bir süredir herhangi bir kitap girişi yapmadım. Ana sebebi başlayıp yarım bıraktığım kitaplar, yoğunluk vs. Levantenler hakkında edindiğim kitapları halen okumaktayım. Toparlayınca yazacağım. Bu arada Sabitfikir dergisinin 127. sayısında ilginç bir kitap tanıtımı var: Pudding Shop, yazar Lisa Behmoaras. Kitap 1960’lı yıllarda Katmandu yolunda mola veren gençlerin, hippilerin, buluşma yeri olan Pudding Shop üzerine
Adından da anlaşılacağı gibi kitap Pera’dan Beyoğlu’na 1860’lardan itibaren olayları belgeliyor. 1453 İstanbul’un fethi sonrası içinde oldukça kısa bir bölüm var. Fetih sonrası Pera özerk bir bölge gibi hayatına devam ediyor. Rum İtalyan nüfus çoğunlukta ama buna Fransız İngiliz gibi diğer milletlerden de katılım oluyor. Herkesin kendi dilini konuştuğu, kendi ülkesinin vatandaşı olduğu bir bölge.
Lavanten tanımı, tarihi ve kültürü hakkında yazılan nefis bir kitap. İzmir’i ele almış. Rakamlar ile İzmir’in 1800’lü yıllardan itibaren nasıl bir ticaret merkezi olduğunu hatta İstanbul’u zaman zaman geçtiğini vurgulamış. Kitap’da eski resimler ve posta kartları yer alıyor. Verilen imtiyazlar ile şehre yabancı sermaye yatırımları gelmiş. Tabi bu imtiyazların karşılığını yatırımcıları misli ile almışlar. –
Alpay’ı şahsen tanımam, Facebook’taki bir haber vasıtası ile yolculuğundan ve kitabından haberdar oldum. Hemen sipariş verdim, sağ olsun hızla gönderdi. Evet bir solukta okudum, Alper’in bu yolculuğunu. Yaşadığı olaylar, maddi sıkıntılar ve buna karşı pes etmeyen bir irade ile yaptığı yolculuğun hikayesi nefis. Yolculuk derken hayat yolculuğunu da tüm samimiyeti ile yazmış.. Kendi ile de
2017 yılında basılan, ciltli kuşe kağıda basılmış nefis fotoğraflar içeren bir kitap bu. Mehmet Genç gezilerinden anıları fotoğraflar ve videolar ile hazırlamış. Her bölümün sonunda QR kodu tarayarak videolara ulaşmak mümkün. Mehmet bir yazılım firmasında çalışırken kararını verip planlarını yapıyor ve düşüyor yollara. Oldukça duyarlı. Gittiği yerlerde yardımlar da organize ediyor. Ekvator’da Otavola’da şahit
Kitaba bir kitapçıda rast geldim. Üzerindeki etiket sökülmüş, okunmuş havası vardı. Kapakta yazar 5 parasız bisiklet ile yaptığı Türkiye turunu vaat ediyordu. Kısaca baktım, uzatmadan aldım. İlk bakışta İstanbul’da iş temposundan ve yaşamdan isyan edip yola vuran biri daha diye düşündüm. Kitabı aldıktan 2 ay sonra sıra geldi, başladık okumaya. Daha ilk kısımda Hasan’ın hiçte sıradan