Türkçesi “Rüzgarı dizginleyen çocuk”. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenen film Malawi’de bir köyde geçiyor. Tarım ile geçinen köylüler oldukça zor şartlarda yaşıyorlar. William kuraklık ile mücadele için bir rüzgar türbini yapıyor ve su pompasını çalıştırıyor. Aslında detayları yazmak istemiyorum. Zira film keyfi kaçsın istemem. Ama arka planda Afrika’da yaşam zorluğu, merkezi hükümetin çalışmıyor olmasını görebilirsiniz.
Kitaba bir kitapçıda rast geldim. Üzerindeki etiket sökülmüş, okunmuş havası vardı. Kapakta yazar 5 parasız bisiklet ile yaptığı Türkiye turunu vaat ediyordu. Kısaca baktım, uzatmadan aldım. İlk bakışta İstanbul’da iş temposundan ve yaşamdan isyan edip yola vuran biri daha diye düşündüm. Kitabı aldıktan 2 ay sonra sıra geldi, başladık okumaya. Daha ilk kısımda Hasan’ın hiçte sıradan
Bu fotoğraf İstanbul’da bir fast food restoranında çekildi. Çocukları ve ailenin büyüğü dahil bir aile hamburgerlerini ısmarladılar. Yediler ve bu çöp yığınını arkalarında bırakıp gittiler. Resmin sağ üst köşesinde ise çöp kutusunu görüyorsunuz. Zahmet edip tepsilerini 1.5 metre mesafedeki çöp kutusuna dökmediler. Mutlu mesut arabalarına bindiler ve gittiler. Resimde görünen yaşlı teyze ise onlara yetişmeye çalışan
Ne denebilir ki. Yaşlar ilerler. Aileniz ve çevreniz genişler. Hep iyi haber gelecek değil ya, bazen de sağlık haberleri alırsınız. Bizden uzak olsun dersiniz, ama nereye kadar! Bir bakarsınız en yakınınıza kadar gelmiştir ölüm, belki de değişmeyen tek gerçek. Sıralı olsun dersiniz, Allah çektirmesin dersiniz. Dua edersiniz. Bir insanın gösterebileceği temel belkide içgüdüsel tepkilerdir bunlar,
İrfan Kipman ve motosiklet ile dünya seyahati hakkında daha önce yazmış idim. Yaptığı gezi ve hayatı hakkında araştırma yaparken bakın ne buldum. Kaynak, bir mezat sitesi. Orijinal metin aşağıda. İrfan Bey oldukça renkli bir hayat yaşamış. 1940 – 1950 yılları arasında müzik ile uğraşmış. Tango söylemiş. Tango Notaları kitabı yayınlamış. Orkestra kurup Amerika’da turlamış. Amerika’nın sesi
Çetin Kent ismini yelken dünyasında bir çok kişi bilir. İlk kitabı “Sarıldım Minik Teknemin Halatına” yazarın deniz ile yelken ile tanışmasının çok samimi ifadesidir. Deniz ile ilgileniyorsanız mutlaka okumalısınız. Yazarın yeni kitabı “Bir Ege Macerası” Şubat 2017’de Naviga yayınlarından çıkmış. Boat Show’da gördüm ve derhal aldım. Bu kitapta Kazancakis’in izinden Yunanistan’a yapılan gezi anıları var.
Çocuğunuz var mı? Varsa muhtemelen okula gidiyordur. Ve sizde veli toplantılarına gidiyorsunuzdur. Tabi bunun öncesinde belkide okul tanıtımlarına veya genel toplantılara gittiniz veye gideceksiniz. Durun size bir kaç ipucu vereyim. 1- Öncelikle okul öncesi çocuklarınız ile bolca vakit geçirin ve bu zamanın kıymetini bilin, tadını çıkarın. Neden mi? Hayır çocuk büyüdükçe sizden uzaklaşacağı için değil.
Türk havacılığında önemli bir isim Vecihi Hürkuş. Pilot, Uçak Mühendisi, tasarımcı ve imalatçı. Daha sonra hava yolları kurup işletmeciliğini de yapan bir kişi. Hayatını anlattığı ilk kitabı HAVADA Osmanlı son dönemi ile Kurtuluş Savaşı sırasındaki hayatını anlatıyor. Dehşet bir hayat hikayesi, Kafkaslarda esir düşüyor kaçıp kurtuluyor. Hurda uçakları tamir edip uçuyor. Keşif uçuşlarını, hava muharebelerini
İsmine bir dergi makalesinde yaşadım Mehmet İrfan Kitapman Beyefendinin. 2 Temmuz 1949 yılında yayınlanan “Her Hafta” dergisinde hakkında 1 sayfa haber ve motosikleti üzerinde resimleri vardı tabi ki siyah beyaz. Rota dehşet. Tam bir dünya turu. Bugün bu rotayı yapmak zor. Yollar daha iyi, motosikletler de öyle. Her yerde işe yarayan GPS’lerimizde var. Ama
Gogol Bordello ismini duymuş olmalısınız. Hani şu pek meşhur “start wearing purple” ile ismini duyuran ünlenen müzisyenler topluluğu. Hatta İstanbul’da konser de verdiler. Gidenler çok iyi vakitte geçirdiler. Kimdir bunlar? Gypsy Punk band, türkçe meali roman punk grubu. Şarkı sözleri neşeli ve provakatifdir. Sürekli göçlerden, mültecilerden, müzikten ve en önemlisi vazgeçmemekten ayakta kalmaktan bahsederler. Örnek verelim