Tahmisci-zade Mehmet Macid’in Girit Hatıraları

girit-anilariÇetin Kent’in en son çıkan (Şubat 2017) “Bir Ege Macerası Kazancakis’in izinde” kitabını okudu iseniz bu ismi de hatırlarsınız.  Çetin Kent’in referans olarak bölümler aldığı bu kitabı sahaflardan buldum. Yazar Girit adasının nasıl Osmanlı egemenliğinden çıktığını ve sonrasında yaşananları anlatıyor.  Bu konuda yazdığı ve Istanbul’da TANİN

Gazetesinde yayınlanan mektupların derlendiği kitabı 1977 yılında basan ise Tercüman! 1001 Temel Eser adı altında çıkan kitaplardan biri.  Önsözü yazan Kemal Ilıcak!
Biraz araştırınca kitabın online sürümünü de buldum.  İsteyen okuyabilir.

Kısaca peki ne olmuş derseniz öncelikle kitabın giriş bölümünde verilen tarihçeye bakmak gerekir.  Osmanlı adaya 1533 yılında çıkar ama adanın tamamının fethi 1715 senesine denk gelir.
1830 yılında Yunan Krallığı kurulunca isyanlarda başlar. (Daha öncesinde Rus Çarı 1. Petro’nun bu yönde tahrikleri olduğunu da okuyoruz).
1864 Yılında 7 ada Yunanistan’a verilince Girit’teki isyanlarda artar.  Görevlendirilen Osmanlı Paşaları isyanları bastırmaya ve ahalinin katıldığı meclis kurmaya çalışırlar.  Asi Rumlar dağlara çekilir.  Yerel halk Yunanistan’a kaçmaya başlar. Asilere ada dışından para ve silah yardımı ile gönüllü katılımı başlar. Bu hiç yabancı gelmiyor değil mi?
Girit’ten Osmanlı askeri Ekim 1898’de (tarihe dikkat!) çekilmek zorunda kalır.
(Anlaşılan bu adaların hepsi Osmanlı zamanında ve 1. Dünya savaşından önce kaybedilmiş idi!).
Bundan sonra 4 garantör devlet (İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya) adada asayişi sağlamak için bir meclis kurulmasını vali atanmasını organize ederler.
Yazar bu dönemde yaşananları mektuplar ile anlatıyor. Tek bir Osmanlı Gemisinin dahi gelemediğini ve halkın kaderine terk edildiğini yazıyor.
Sonuçta kurulan mecliste çoğunluk Hristiyandır.  (Kitapta ırk din üzerinden yapılan yorumlarda genelde Rum=Hristiyan ve Türk=Müslüman ekseninde gidiyor). Alınan kararların yönünü tahmine temek zor değildir.  Yer yer köylerde Müslüman (Türk) ahali saldırıya uğrar.  Bu durumlar garantör (devleti muazzama!) konsoloslarına şikayet edilir.  Tabi sonuç pek değişmez.
Meclis silahlanma ve iltihak için kararlar alır bütçe çıkarır vergiler salar.  Nasıl oldu ise garantör devletler burada devreye girip ultimatom verirler!
Bu kadar özet yeter gerisi kitapta detaylı olarak var.
Aslında Kıbrıs’ta son anda engellenen oyunun bir benzerinin Girit’te oynandığını düşünüyorum.  Önce hakim güç adadan ayrılır, sonra garantör (kitapta hami veya devleti muazzama olarak anılıyor) devletler devreye girer.  Aldıkları kararlar ile sorunu büyütür ve çatışma noktasına getirirler. 2 toplum düşman olur sorunlar yıllar boyu sürer gider.
Günümüzde olanları anlamak için okumanızı öneririm.

One Comment

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir