Balkanlar 2012 1. gün 24 Ekim 2012
İstanbul’da 3 gündür çok sert yağmur var. Akşamları başlıyor ve sabaha dek bindiriyor. Bol miktarda yıldırım ve şimşek eşliğinde.
Niyet, Çarşamba sabahı erkence çıkmak. Yunanistan (Chrisopoli), Makedonya (Ohrid Üsküp), Kosovo (Prizen) yapıp Pazartesi dönmek. Malüm, Kurban bayramı ile Cumhuriyet Bayramı bu sene çakıştı.
Yoğun iş temposu arasında geçen hafta arka çantayı hallettim, seleyi de yükselttim. Bu temel modifikasyonların bugün çok faydasını gördüm.
Çarşamba 11:00 gibi evden çokabildim. Özellikle dinlenmiş olarak yola çıkmayı istedim. Gece delice yağan yağmur acaba sorusunu da gündeme getirdi. Hava durumu hakkında bilgi veren web siteleri, yağmurun duracağı ve aşağı balkanlarda güneş olacağını raporluyordu. Nitekim doğruda çıktılar. Şehirde çıkınca önce bulutlar dağıldı. Sınıra doğru hafif güneş çıktı. İpsala sınır kapımızdan sonra ise güneş açtı. Keramoti’ye girerken güneş muhteşem bir şekilde deltanın üzerinden battı.
Yolculuk sorunsuz ve problemsiz geçti diyebilirim. Otobana girince benzin molası verdim. Yolda bolca rüzgar yedim. Tekirdağ’ı by-pass eden yol üzerinde köfte molası veridiğimde ise hoş bir tesadüf Sedat ile kız arkadaşına rastladım. Selanik’e gidiyorlar. Sınıra kadar berarber gidip geçiş yaptık. Daha sonra o hızlandı. Ben benzin için tekrar durunca ayrılmış olduk. Bu sayede istediğim yerde durabileceğim.
Otoban motosiklet için 1.7 EU (araba ise 2.4 yani daha pahalı). Çok az araç var. Hız sınırı ise 130. Hızım 120 ile 140 arasında geziniyor. GPS’den kontrol ediyorum, 120 giderken gps hızı 114 civarı. Ama 130’a gelince eşitleniyor.
Otobandan sıkıldım ve çıktım, BMW bayiisine rastlayınca durup girdim. İçeride bir sürü motor var. Klasiklerde az değil Suzuki Katana’ya özel podyum yapmışlar. Eski BMW’ler sıralı 4 silinidr Kawasaki’ler. Ama içeride kimse yok, dükkanın arasındaki servis bölümününe geçtim. Son derece düzenli temiz ve büyük bir servis alanı var. Haritadan yol sorduğum genç kız İngilizce çat pat ama son derece akıcı Türkçe konuşuyor. Anne ve Babası Gaziosmanpaşa’da oturuyormuş! Chrisopolis’e tarifi aldık teşekkür ederek ayrıldım.
Yolda bolca bisikletli gördüm. Kimi çift kimi tek. Çantaları takmışlar (veya çekek takmışlar) seyahat ediyorlar. Çok hoşuma gitti.Yavaş ve sindire sindire gidiyorsun, kas gücü ile üstelik. Otobanda benzinci çıkışı gördüğüm bisikletli ise en orjinali idi. Üzerinde süper kahraman kıyafetleri ile yolu kenarında bekliyordu, rüzgarda uçuşan pelerini çok hoştu (foto yok maalesef).
Yunan sınırında no man zone’da 2 genç vardı. Sanırım otostop ile oraya dek gelmişler, orada öylece bekliyorlardı. Yüzlerinde gülücükler, ve tüm gençlikleri ile. Umarım bir vasıta bulurlar.
Yıllar evvel sınırda köprü üzerinde gece gördüğüm ve batlamyos olduklarını öğrendiğim insanlar geldi aklıma. Buldukları meyve sandıklarını yakarak ısınmaya çalışıyorlardı. Üzücü bir görüntü idi.
Keramoti girişinde delta üzerinde gün batımı.
Chrisopolis girişindeki İstikbal mağazası “Eve hoşgeldiniz” diyor.