SÜVARİNİN İZİNDEN

“Süvarinin İzinden” Büyük Taarruz’un yıldönümünde 5. Süvari Kolordusunun izlediği yol/rota üzerinden yapılan bir SAYGI SÜRÜŞÜ etkinliği.  Web sitelerinden biraz daha detay var. Instagram üzerinden de takip edebilirsiniz.

İnstagram Süvarinin İzinden

WEB Süvarinin İzinden

İlk oluşumuna katılarak tanıklık etmiş ve katılmış idim.  Aradan 5 yıl geçmiş. Bu sene tekrar katılmak kısmet oldu.
Cuma sabah 8:30 İstanbul’dan, 3 motor Topçular iskelesinde buluşup yola koyulduk.  Rota Altınova üzerinden İznik. Takiben arkalardan aralardan İnegöl.  Hani Alplerde motor sürmeye gitmeden önce yudumun virajlı yollarına bir bakın derim.  Yıllar içinde en büyük fark asfalt kalitesi.  Eskiden eriyen asfalt, bunu engellemek için dökülen mıcırlar tehlikeli olurdu. Şimdilerde bu yok ama yer asfaltı tarayıp bırakmanın amacı nedir?

Her ne ise Sabah 8:30 gibi Topçular’da buluşup ilk feribota kafadan girdik (motorize olmanın avantajı).  Bir önceki gün uçakta verilen ikram edilen sandwich ve feribot çayı kahvaltı yaptım.  Ardından Altınova üzerinden rotaya başladık.  Aslında motorlar ve sürücüler arasında bir dengesizlik var. Bende 1000cc Africa Twin, yol arkadaşlarımda ise250cc (CRF250, WR250R) motorlar var. Motorlardaki dengesizliği arkadaşlarımın benden daha tecrübeli olmaları ve virajlı yolların hıza izi vermemesi dengeliyor.

Rota aşağıda. 392km yol ve tahmini süre 7 saat! Yani rotayı hazırlayan Kemal ne kadar dağ yolu varsa seçip almış!
Rota yüksek rakıma çıktıkça havanın sıcaklığı azalıyor.  Harmancık’a 1 saat kala Ağustos sıcağı iyice etkisini göstermeye başladı. Buna yorgunlukta eklenince Harmancık’ta öğle yemeği için durduk. Nefis bir yerel lokanta bulduk, yemeğe oturduk. Açılalı 6 ay olmuş ama içerisi oldukça dolu. Yemek çok iyi geldi.

Harekete geçtik.  Burada bir karışıklık oldu.  Ben önden Cem ile hareket ettim.  Kemal rotaya bakın ilerleyin komutunu verdi.  Bir şekilde ana yola yönlendim.  O ana dek düşük hızda seyretmekten biraz da sıkılmıştım açıkçası.  Bakımdan yeni çıkan zincir dişli değişen Africa’ya yol verince kanatlandık.  Bir süre gitmişim.  Cem arkamda yetişemez diye bir benzin istasyonuna girdim ve Bülent Ağabey ile eşine rast geldim. Tesadüfün böylesi. Ama Cem ortada yok.  Telefon ettik, meğer beni biraz takip edip dağ rotası arayışına girmiş geri dönmüş…..  Sonuçta Kemal zaten direk dağ rotasına girip gazlamış.  Afyon’da buluşuruz dedik.  Bülent Ağabey ile seri şekilde Afyon İkbal Tesislerine ulaştık ve nefis bir yemek yedik.  Hele vişneli kaymaklı ekmek kadayıfı…

 

 

Buradan sonra alışverişi tamamlayarak kamp alanına vardık.  Esin Emel ve Murat, çocukları ile gelmişler ve çadırlarını kurmuşlar.  Bülent B. karavan ile gelmiş, 690’da römorkta.  Necdet ise Tenereyi direk karavana yükleyip gelmiş.  Altuğ Bodrum’dan1 gün önceden gelip otele yerleşmiş idi. Taner E. ve Murat S. İzmir’den geldiler.

Akşam organizasyon adına Yavuz arkadaşın ve diğer görevlilerin verdiği briefingi dinleyip uzatmadan çadıra çekildim.

Komşu çadırlardaki gençlerin muhabbetini kesmek için kulak tıkaçlarını taktım.  Sabah karşı dehşet bir ayaz ile uyandım.  Sanırım saat 2 civarı idi.  Üzerimde içlik ve bir polar var.  2. Polar ile takviye yaptım, yetmedi montu da bacaklarıma örttüm.  9 dereceye dayanan La fuma uyku tulumu içinde ancak yetti.

Aklıma bu şartlar altında vatanı kurtarmak için kısıtlı kumanya ile savaşan ecdadımız geldi.  Gündüz 34 gece ise 10 derecenin altına inen bu topraklarda bir ölüm kalım savaşı.
Kuvvet dengesine baktığınızda düşman kuvvetlerinin makineli tüfek top ve uçak sayılarının bizden üstün olduğunu görüyoruz.  Asker sayılara yakın.  Bizim ordumuzun lehine ne büyük fark ise süvarilerimiz.  Bunu çok iyi kullanan Mustafa Kemal ve komutanları, Yunan mevzi ve birliklerine vur kaç yaparak dağılıp ikiye bölünmesini sağlamışlar.  Takiben birleşmelerine izin vermeyerek panik ile bozguna uğratmışlar.  BU muharebe  26 Ağustos tarihinde başlayıp 30 Ağustosta düşmanın bozguna uğraması ile devam etmiş.  Çok iyi planlanan bu muhaberede ecdat ölüme yürümüş.  Geri dönmeyi düşünmemişler.

Cumartesi günü Zafer anıtına sürdük ve toplandık.  5 sene önce 15 – 20 civarı motor iken şimdi alana sığamadık.  700+ sayıdan bahsedildi.   Motorize süvariler alana çıkan yokuşa taştılar.

2 rota var, asfalt ve toprak!  Toprak süvarinin geçtiği rota.  İlk seferde olduğu gibi bunu tercih ettik ve Altuğ ile birbirimizi kollayarak yola koyulduk.  Çorak bir arazide 30 dereceyi aşan sıcakta ilerliyoruz.  Yüzlerce motorun çıkardığı toz yer yer görüşü engelliyor.  Bu şartlarda kısıtlı imkanları ile gece  karanlıkta yol alıp gündüz saklanan süvarileri düşünüyorum.  Amaçları düşmana beklemedikleri yerden baskın vermek. Rota boyunca duruyor şehitlikleri ziyaret ediyor ve tarihçi Dr. Selim Erdoğan hocamızdan detayları dinliyoruz.  O kadar çok hikaye var ki.
Geçtiğimiz köylerde sevgi gösterileri oluyor.  Türk bayrakları ile bahçede balkonda bize insanlarımız.  Kornalar le el ile selam verip devam ediyoruz.
Bu arada ilk sürüşten dostlar ile karşılaşıyor yeni dostlar ediniyoruz.

Rotanın riskli olduğu yerlerde organizasyon komitesinden arkadaşlar izahat veriyor ve tek tek salıyorlar.  Bir KTM 1290 elektrik arızası veriyor, başka bir sürücü virajı kestiremeyip yoldan çıkıyor.  Kendisi yukarıda sağla motor ise yardan aşağı yumuşak toprağa iniyor.  Arızalı motor bize su ve yemek desteği veren Metin kardeşin kamyonetine yükleniyor.  Yoldan çıkan motor en az hasar ile yukarı alınıyor ve sürücü motoru ile rotayı tamamlıyor.

Akşam iyi dinlenebilmek için otele kaçıyorum. Kocaman tertemiz bir oda iyi bir duş beni kendime getiriyor.

Akşam Afyon merkezde ___ lokantasına gidiyoruz.  Nefis ve çok büyük porsiyonlar.  Afyon’da yemek kalitesi çok yüksek.

Akşam Moto Cross için pist hazırlayan Mehmet Ağabeyi ziyaret ediyoruz.  Bu sene galiba 6.sı yapılıyor ve dünya şampiyonası içinde yer alıyor.  Afyon için çok güzel bir tanıtım ve çevre için çok güzel bir sosyal faaliyet.  Konserler ile destekleniyor yurt dışından ve çevreden çok ziyaretçi alıyor.

 

Gece yarısı gibi otele dönüp yatıyorum.  Yarın asfalt üzerinden 2. Gün programı var.
Devamı gelecek.