Marka olmanın güzelliği!

Bugün yolum Sirkeci’deki Nimet Abla Milli Piyango bayiinin önünden geçti.  Durum şöyle; 9, 10 tane gişe sürekli yılbaşı bileti satıyor.   Dükkanın içerisi ise ufacık.

Dükkanın önünde onlarca insan ve özel güvenlik görevlileri. Evet özel güvenlik görevlileri tutmuşlar ve bilet alanlara göz kulak oluyor ve düzeni sağlıyorlar.  Ben 4 tane saydım, özel üniformaları ile, gayet şık ve disiplinli.  Hiçbiri sigara içmiyor, laubali davranmıyordu.

Civarda ise onlarca gezici bayi.  Bir kısım temiz giyimli hanımlar. Onlarda orada olanlardan faydalanıp bilet satmaya çalışıyorlar.  Sloganları ” Aynı biletleri satıyoruz, şansınız aynı bizden alın!”

Tahmin edin sokaktaki vatandaş kimden bilet alıyorlardı?   Ben sokaktaki gezici bayilerden bilet alan görmedim.İşte marka olmak böyle bir şey. Aynı ürünü satıyorsunuz ama açık ara öndesiniz.  Rakipler düşük cirolar ve büyüyen genel gider oranları ile uğraşırken siz arayı açıyorsunuz.

Tabi nimet abla gibi arkasında devlet olan, kalite servis vs giderleri olmayan bir ürününüz varsa işler nispeten kolay gibi görünebilir.  Ama düşünün bir kağıt parçasını satan Nimet Abla nasıl marka oldu?

  • Herhalde işine sahip çıktı başında durdu.
  • Hep güler yüzlü idi müşterisine saygı duydu.
  • Bütçesinden mümkün mertebe reklam yaptı, adını duyurdu.
  • Sosyal faaliyetlerde bulundu, adını ölümsüzleştirdi (Nimet Abla Camii).
  • Ondan sonra devam edecek düzeni kurdu.  Bende sonra Tufan demedi.
Detaylar için aşağıdaki yazıyı tavsiye ederim.

Nimet Abla ve Piyangosu

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir